ATILAN TOPLAR 1999-2024… Selim Birsel
Bir yılın geçtiğine dair ve baharın yine geldiğine işret eden bazı belirtiler vardır. Herkesin bu göstergeleri kendine göre algılama biçimleri vardır. Bir deyişle baharın gelişine veya mevsimin dönüşüne Maruf takviminde okuduğum gibi; cemre düşmesi olarak adlandırılıyor. Bu meteorolojik bilgiler çerçevesinde 3 cemreden söz ediliyor. İlk cemre havaya, ikincisi toprağa ve üçüncü ise suya düşermiş. Yani önce havanın, sonra toprağın ve en son suyun ısınmasına bu isimler veriliyor.
Doğayı aylak bir gözle izlemek hoşuma gidiyor.
Geçen gün, eve dönerken trafik yine köprü girişinde tıkandı. Taşıtlar sıralanıp köprünün girişine kadar dur kalk ritminde ilerlemeye başladı. Yoldan gözümü ayırdığım bir anda gökyüzünde, hep yılın bu vakitlerinde olan bir dans gösterisi izledim. Leylekler… Bir sürü leylek, biz insanlar için icat edilmiş trafik kurallarına uysak bile doğru sürmekten aciz olduğumuz, leylek/leylak/aylak ahenkle, birbirlerine çarpmadan dağınık ama yine de çok planlı döngüler çizerek gökyüzünde yükseliyorlardı. Bunu nasıl yapıyorlar? Yükselen doğal helezonin merdiveni? Ağır ağır, topluca sol tarafıma doğru ilerleyip görüntümden çıktılar. Nereden bildiğimi şu an hatırlamıyorum ama her yıl leylekler İstanbul üzerinde toplanıp göçlerine başlarmış. İstanbul çoğu göçmen kuş için dünyadaki sayılı toplanma merkezlerinden biriymiş. Şehrin yağdığı sıcak hava akımına kendilerini kaptırıp mı yükseliyorlar?
Bir başka gözlemimse, manavlarda çağlaların belirmesi olur. Çağla, ilk bademdir, sonra yaz aylarında serin tutulsun diye buz kalıpları üzerinde, meyhanelerdeki müşterilere dışarıdan sunulur. O sarımtırak kahverengi zar derisini çıkartmak için işaret parmağımızla başparmağımız arasına sıkıştırıp sıkarız ve beyaz kaygan pürüzsüz badem belirir. Sonbahar geldiğinde bademler kavrulmuş kurutulmuş, bazıları tuzlu, bazıları tuzsuz olarak sunulur. Çeşitli tatlı ve yemeklerin tariflerinde buluruz. Bademli pilav, badem ezmesi, bademli turta… Aşurede badem olur muydu?
Manavlara çağla geldiğinde, yıl dönmüştür.
Bir yılın döndüğünün başka bir göstergesi de bakkallara ‘çift katlı’ rengârenk plastik topların gelişiyle olur. Geçen gün, evin karşısındaki bakkalımız haftalık alışverişinden dönerken kocaman bir file içinde plastik top satın almıştı. Yakında okullar kapanacak ve mahalle çocukları sokaklarda top oynamaya başlayacaklardı. Topların oyun ömrü genelde kısa oluyor. Bazen bir arabanın tekerine, bazen bir gül dikenine isabet edip patlarlar.-Gül vücudunu boşuna mı dikenlerle donatmış-. Bazen konuşunun gidilemez bahçesine düşerler. Bazen yokuştan yuvarlanıp gözden kaybolurlar. Bazen çocukların başka oyuna dalmalarıyla sokağın bir köşesinde unutulurlar. Bazen denize de kaçarlar. Artık çocuklar için işlevsiz hale geldiklerinde bakkaldan yenisi alınır, ta ki o da benzer bir son bulsun. Bu topları yolumun üzerinde bulduğumda toplarım. En çok top olan mevsim okulların açıldığı sonbaharın ilk yağmurları sonrasında olur. Bir top toplama mevsimi vardır. Mevsimsel aktivitemi her yıl tekrarlarım. Artık ne zaman nerelerde bulabileceğimi de kestirerek atılmış, bırakılmış, unutulmuş top avına veya başka bir deyişle topa çıkarım. 1999 yılından beri top topluyorum. Depomda birikip, sayıları artıyor. İlk defa “Atılan Toplar” işimi gösterdiğimde 50 taneydiler, bugün artık saymıyorum, yalnız birikiyorlar. Bazen, bir iş zaman içinde süreklilik ve belki de sonsuzluğuyla anlam kazanıyor. “Atılan Toplar” biraz sonu olmayan bitmeyen bir iş. Günden güne, mevsimden mevsime, birileri birilerine top atıp duracak, birileri topu dikecek, birileri de topları toplayacak. *
2024 haziran ayının ilk günlerinde ilk gösteriminden 25 yıl sonra “Atılan Toplar” bir bahçeyi ziyaret ettiler. Bir değiş ile, bahçe topları çağırdı. Yukarıda da dediğim gibi “Bazen komşunun gidilemez bahçesine düşerler.” Bahçeye, giren ve benimle sohbet eden, bir sandalyeye oturup bir limonata, bira eşliğinde sanki bir zen bahçesinin içe bakan bir seyrine daldılar. Bazen de bahçeye dışarıdan bakan, kaçamak, dikizleyici bir bakış atıp, bir fotoğraf çekip bir yerlerde paylaşım yaptılar. Gelen ziyaretçilerde fotoğraf çekip sosyal medyada paylaşım yaptılar. Toplu bir bakış olsun diye onları da web siteme ekledim. Bu seferki sergilenmesinde belki de en çok tadını çıkaranlar mahallenin kedileri oldular.
*Ziyaret, Selim Birsel 2009-2017, Norgunk Yayıncılık sf:45-47
18 Haziran 2024 - 11:06
Sanatçı ve akademisyen Selim Birsel, ilk kez çeyrek yüzyıl önce İstanbul’da biriktirip sergilediği “Atılan Toplar”ı, bayram arifesinde Kadıköy Şakir Paşa Sokağı’ndaki aile evinin bahçesinde gün ışığına çıkardı. Saçtığı çağrışımlarla ‘toplu bayramlaşma’ etkisi yapan, bir toplu hayalet vakası gibi görünüp kaybolan hem büyülü hem de fani bu manzarayı Birsel ile yorumladık.
EVRİM ALTUĞ
https://www.milliyetsanat.com/haberler/diger/sakir-pasa-sokagi-nda-toplu-bayramlasma/17174